Tarımın en doğru adresi

16 Mart 2016 Çarşamba

HAYVANCILIKTA İTALYAN RYEGRAAS DÖNEMİ

HAYVANCILIKTA İTALYAN RYEGRAAS DÖNEMİ

SÜT FİYATLARI VE YEM FİYATLARI ARASINDA EZİLEN ÜRETİCİLERİN YÜZÜNÜ GÜLDÜRECEK BİR YEM BİTKİSİ

NEDİR İTALYAN RYEGRASS ?

Dünyada en çok ekimi yapılan İtalyan ryegrass  hayvanlarda kondüsyon ve besi artışı sağlayan süt veriminde de % 20 artış sağlayan bir yem bitkisidir.
Yem tüketiminde en az %50 tasarruf sağlar.Hayvanlarda döl tutma,tırnak ayak sağlığı ve mastisis(meme iltihabı9konularında ulumlu gelişmelere yol açıyor.Ham protein olarak yoncadan daha kaliteli olan İtalyan ryegrassın enerji bakımından da silajlık mısıra eşdeğerdir. Hayvanlar için doğal bir doping olan italian ryegrass hayvan yem bitkisini sizde deneyin.Büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği için elzem bir yem bitkisi çeşididir.

Ayrıca  İtalian Ryegrass yem bitkisinden dekardan 10-15 ton’a kadar yeşil ot üretimi elde edilir.Dekardan 2-4 ton kuru ot hasat edilir.

YETİŞTİRİCİLİĞİ:
İtalian Ryegrass tek yıllık özel bir yem bitkisidir.Kurak arazilerde 2-3 biçim,sulu arazilerde 5-8 biçim yapılır. Dekera 5 kg  italian ryegrass  tohumu ekilir.
Erkenci ilkbahar ve sonbaharda ekimi yapılır. İtalian Ryegrass yem bitkisi kaba yemi inek, manda, koyunkeçi ve atlar tarafından severek yenir.  
 Slaj yapılarak, kuru ot yapılarak, günlük yeşil biçerek ve otlatılarak hayvanlara yedirilir. Avrupa’da en çok ekilen yem bitkilerinden biridir.Karlı bir süt hayvancılığı ve besi hayvancılığı italian ryegrass yem bitkisiyle yapılır.






.

15 Mart 2016 Salı

CEVİZ HASTALIKLARI VE MÜCADELE YÖNTEMLERİ

CEVİZDE HASTALIKLAR VE MÜCADELE
En önemli hastalıklar ve mücadele yöntemleri:
Ceviz antraknozu: Anadolu topraklarında genel anlamda görülen hastalıkların en başında gelir.Enfeksiyon şiddetli  ise ağaç yapraksız kalır.Hastalık meyvede küçük noktalar veya daha büyük lekeler halinde görülür.Son baharda yere  dökülen yaprakların toplanarak imha edilmesi ,enfeksiyon kaynağını önemli ölçüde azaltır.
 
Hastalığın her yıl görüldüğü yerlerde bordo bulamacı (göztaşı) veya diğer hazır bakırlı pre paratlarla ağacın bütün gövde ve dalları iyice yıkanacak  şekilde ilaçlanır.Manep W.P aktif maddeli fungusitler  100 lt. suya 300gr dozda uygulanır.Yağışlı geçen yıllarda ise fungus enfeksiyonlarına karşı  çiçeklenmeden önce çiçeklenmeden sonra 2 hafta ara ile hazır bakırlı ilaçlar kullanılırsa (Marsonina  juglandis) bakteriyel (vonthomunas campetris) hastalıkların tamamen kontrol altına alınmasıyla berabar bakırlı ilaçlara çok duyarlı olan ceviz yapraklarındaki fitotoksit etkide önlenmiş olur.

KULLANILACAK İLAÇLAR VE DOZLARI;
 ETKİLİ MADDE ADI VE ORANI: manep %80
FORMÜLASYONU: WP
DOZU
Maneb % 80 WP 100 lt suya 300gr
Birteneke suya 60gr
İlaçlamalar, yüksek basınçlı pülverizatörler ile ağacın her tarafı ıslanacak şekilde yapılmalıdır. Yağışlardan sonra ilaçlama tekrarlanmalıdır
Bordo Bulamacı Niçin Yapılır?: Ön bilgi
Bordo bulamacı; yumuşak çekirdekli meyve ağaçlarında, karaleke ve ateş yanıklığı hastalığına, sert çekirdekli meyve ağaçlarında bakteriyel kansere, yaprak delen ve dal yanıklığı hastalığına, eriklerde cep hastalığı, şeftalide yaprak kıvırcıklığı gibi birçok hastalığa karşı kullanılabilen bir tarım ilacıdır.
Özellikle sonbahar (yaprakların 3/4'ü yada tamamı döküldüğünde %2 dozda) ve ilkbaharda (gözler uyanmadan 1 hafta önce %1 dozda) meyve ağaçlarına bordo bulamacı uygulandığında ertesi yıl çıkabilecek potansiyel olarak bulunan pek çok hastalığa karşı etkili ve ekonomik bir mücadele ilacı olmaktadır. Sonbahar ve ilkbaharda bordo bulamacı kullanmadan bazı bakteriyel hastalıklarda mücadele tam başarıya ulaşmak mümkün değildir.
Bordo Bulamacı Hazırlarken ve Kullanırken Nelere Dikkat Edilmelidir?
1.            Yapraklı dönemde bordo bulamacı yapılmamalıdır.
2.            Bordo Bulamacı hazırlanırken daima kireçli suyun üzerine göztaşı eritilmiş su ilave edilir. Yoksa ilacın yapısı bozulur ve karışım olmaz.
3.            Hazırlanan karışım kullanılmadan önce bir tülbent yardımıyla süzülerek ilaçlama aletini tıkaması engellenmelidir.
4.            Sönmemiş kireç kullanıyorsak eritildikten sonra muhakkak süzülmelidir. Eğer erimeyen taş, toprak kalmışsa kalan miktar kadar kireç
                tartılıp tekrar eritilmelidir.
5.            Bordo Bulamacı hiçbir ilaçla karıştırılıp atılmaz.
6.            Bordo Bulamacı atıldıktan sonra ilaçlama aleti mutlaka temizlenmelidir.

Hazırladığım Bordo Bulamacının Olup Olmadığını Nasıl Anlayabilirim?
Bordo Bulamacı kullanıma hazır halde ilaç bayilerinde bulunabileceği gibi bakır sülfat(göztaşı) ve kireç ile hazırlanıp kullanılması da mümkündür. Yapılan Bordo Bulamacının olup olmadığını kontrol etmek için bir passız çivi bulamaca batırılır, 5 dakika bekletilir. Çiviye bakılır, çivinin renginde bir değişiklik yoksa Bordo Bulamacı olmuş, kullanıma hazır demektir. Şayet çivide hafif kızarma olursa karışım olmamıştır, bir miktar daha kireç ilave edilmelidir.
Ceviz iç kurdu (cydla pomonella)
Cevizde en önemli zararlılardan biri ceviz iç kurdu(cydla pomonella) dır.Bu zararlı ülkemizde genellikle 2-3 döl verir.Larvaları meyvede  zarar yapar.Yumurtadan çıkan larvalar meyveyi delerek içeri girer,galeri açarak beslenir.Sonuçta meyveler dökülür.Mücadelesi yapılmazsa önemli zararlar verir.
Mücadele için Azimphas methyl  230g/L,EC 200 ml /100 lt suya,Canbaryl (%50 WP) 200 ml 100 lt.suya veya  Phosulone (%30 EC ) 200 ml/100 lt suya karıştırılarak uygulanır. Kimyasal mücadelenin haziran ayı içerisinde ceviz meyveleri can eriği büyüklüğüne gelince yapılması gerekir.  Not: ilaç aldığınız   yetkili firmanın mühendisinden uygulama konusunda bilgi alınız.
Ceviz yaprak göl akarı: (Erlophyes  tiristrı altes) yaprak dokusu içinde yaşar ve bulunduğu yerde yaprağın her iki tarafında kabaran gal oluşur.önce açık yeşilim tırak olan gal rengi giderek kızarır,kahverengileşir  ve siyaha dönüşür.Yoğun bulaşmalarda meyvenin şekli bozulur ve olgunlaşmadan dökülür.
80WP) 500 gr/100 lt suya veya Thiodan 150 ml/ 100 lt suya karıştırılarak uygulanır.
,Mantar hastalığı: Görüldüğü yerler,orman bölgelerinde ve sıcaklık farkının fazla olduğu yerlerdir.
Uzun süre toprak ve ağaç bakımı yapılmamış bahçelerde 8-10 yaşındaki ağaçlarda etkin bir şekilde görülür.
 Mücadele yöntemi: öncelikle toprak sürülerek yabani ot temizliği yapılır.ağaçlar her yıl aksatmadan bordo bulamacıyla 2-3 defa yıkanır.hastalıklı dallar temizlenir.mümkünse sıkı bir budama yapılarak genç sürgünlerin çıkması sağlanır.

GÜNEŞ YANIĞI ÖNLEYİCİ ÜRÜNÜMÜZÜ İNCELEMEK İÇİN TIKLAYINIZ




11 Mart 2016 Cuma

MART AYINDA YAPILACAK TARIM İŞLERİ

MART AYINDA YAPILACAK TARIM İŞLERİ

TARLA ZİRAATI

a) Her türlü tarla ziraati için toprak işlemesine devam edilir. İşleme ile birlikte gübreleme yapılır.
Kaymak bağlamış tarlalar tırmık ve kazayağı ile kırılır. Bu vesileyle hububatta kardeşlenme de
sağlanmış olur. Güzlük ekim yapılan yerlerde ikinci azot tatbikatı yapılır
b) Yazlık hububat ekimi devam eder. Bu arada Çayır-Mer'a ve Yem Bitkilerinin de ekimi, iklimi
uygun yerlerde tütün fidelikleri tesisi ve pamuk ekimine başlanır
c) Sulanabilir sahalarda cansuyu verilmelidir. Tarlalardaki fazla su tahliye edilir
d) Güzlük ekilmiş hububatta mücadeleye önem verilmelidir

MEYVECİLİK

a) toplu meyvecilik kurulacak sahalar ile eski tesisler sürülür ve gübrelinir
b) Fidan dikimine birçok bölgelerde devam edilir
c) Meyvelerde budamaya devam edildiği gibi, aşılama işleri de devam eder. Ilık bölgelerde sert
çekirdekli meyveler çiçek açabileceğinden donlara karşı dikkatli olunmalıdır. Yeni tesis edilen meyve
bahçelerine cansuyu verilmelidir
d) Çeşitli zararlı ve hastalıklara karşı mücadeleye devam edilmelidir. Özellikle armut göz kurdu,
püseron ve zeytin güvesine karşı tedbir alınmalıdır
e) Turunçgillerin hasadına ve ambalajlanarak piyasaya arz edilmesine devam edilir

SEBZECİLİK

a) Seralarda turfanda domates, hıyar, kabak gibi sebzelerin hasadına devam edilir
b) Sıcak ve ılık yastıklara ekilen sebzelerin birinci şaşırtması yapılır
c) Sebze bahçesi topraklarının işlenmesine devam edilir ve gübrelenir,ekime hazır hale getirilir
d) Domates, biber, patlıcan yavaş yavaş tavalara alınır
e) Şaşırtılan ve tavaya alınan fidelere cansuyu verilir. Şaşırtılma yapılmamışsa çapalama
yapılmalıdır. Bilhassa bakla ve bezelyelerde çapalama başlar
f) Bahçede, serada, sıcak ve ılık yastıklardaki zararlı ve hastalıklarla mücadele edilir

BAĞCILIK

a) Bağ kurulacak yerlerde ve eski tesislerde toprak işlemesi ve gübrelemeye devam edilir
b) Köklü ve köksüz bağ çubuğu dikimine devam edilir
c) Don tehlikesi olmayan yerlerde bu ay içinde bağ budamasına son verilir. Tehlikesi olan yerlerde
donların geçmesi beklenmelidir. Nispeten mutedil iklimli yerlerde ve ılıman bölgelerde aşılama
işlemlerine de başlanır
d) Hastalık ve zararlılarla mücadele edilmeli, omcalar gözler patlamadan bordo bulamacı ile
yıkanmalıdır (soğuk bölgelerde)

HAYVANCILIK

a) Bazı bölgelerde hayvanlar mer'aya çıktıklarından ahır işleri yavaşlar. Ancak Doğu Anadolu
Bölgelerinde ahır temizliği, havalandırma, dezenfeksiyon işler devam eder.
b) Mer'aya çıkarılmış hayvanlara da takviye yemler verilir. Diğer ahırda bulunan hayvanların
yemlenmesi ve bakım işleri yapılır
c) Doğum işleri sıkı bir şekilde devam eder. Bununla ilgili gerekli tedbirler alınmalıdır
d) Bazı bölgelerde mer'alarda otlatma başlar. Mer'aların ıslah çalışmaları yapılır. Bilhassa nöbetleşe
otlatma yapmakla mer'aları korumuş oluruz ve uzun süre faydalanabiliriz.
e) İlkbahar mevsimi dolayısıyla çıkması muhtemel salgın hastalıklar ile diğer zararlılara karşı
koruyucu aşı ve mücadele yapılır

TAVUKÇULUK

a) Kümeslerde bakım, temizlik, dezenfeksiyon işleri devam eder. Kümes pencereleri kedi, köpek,
tilki, sansar gibi hayvanların ve kuşların girmelerine engel olacak şekilde kafes teli ile
kaplanmalıdır.
b) Kuluçka mevsimi olması dolayısıyla bu yöndeki işlere önem verilir. Damızlığa uygun yumurtalar
seçilerek üretim yapılır
c) Beslenmede bilhassa yeni çıkan civcivlere önem verilir. Büyümelerini sağlayan yem çeşitleri
seçilir
d) Tavuk hastalıklarına karşı koruycu aşılar ve önleyici ilaçların uygulanmasına devam edilir.
Bilhassa civcivlerde bu hususa özel bir önem verilmelidir

ARICILIK

a) Arılar bazı bölgelerde dışarıya çıkacaklarından kovan bakım işleri bu istikamette yürür. Kovan
çerçeveleri tamir edilir. Küflü ve kırık çerçeveler değiştirilir.
b) Arılar bal toplama faaliyetine başladıklarından bakım işleri de o derecede çoğalır. Bu bakımdan
arıcılık malzemeleri daima çalışır halde bulundurulmalıdır
c) Kovanlarda hastalık yapmaması için İlkbahar temizliği yapılır ve gerekli ilaçlar kullanılır


10 Mart 2016 Perşembe

KÜKÜRT NEDİR - KÜKÜRT NE İŞE YARAR



KÜKÜRT NEDİR - KÜKÜRT NE İŞE YARAR
TOPRAK Ph’sı nedir; Toprağın pH değeri, en basit izahı ile biz insanlarda tansiyon(kan basıncı) ne anlam taşıyorsa, topraktaki pH değeri de yaklaşık aynı anlamı taşımaktadır. İnsanlarda tansiyonun yüksek olması veya düşük olması o kişinin sağlığı ve beslenmesi ile ne kadar yakından ilgili ise toprağın da pH değerinin Yüksek (8’den fazla) veya düşük (6.5’ten düşük) olması, bitki kökleri tarafından besin elementlerinin alınması üzerine o kadar etkilidir. Teknik tanımı ile topraktaki hidrojen iyonları (H+) konsantrasyonları şeklinde tanımlanabilir.

KÜKÜRT

Elementel kükürt toprak pH derecesinin ayarlanmasında uygulanan en kesin ve ekonomik yoldur. Kükürt mutlaka toz olmalı ve suda eriyebilir özellikte olması gerekmektedir. Eriyebilir kükürt uygulaması toprağın işlenmesi sırasında toprağa serpilerek ve daha sonra yüzeyden yaklaşık 15-20 cm tabana inecek şekilde uygulanmalıdır. Son yıllarda dünyada ve ülkemizde yaygınlaşan organik  tarımında gerek  zirai ilaç kapsamında ve gerekse toprak ıslahında izin verilen ender kimyasal maddelerden biriside kükürttür.
Organik tarım yapılan topraklarda elementel toz kükürt normal tarım alanlarında uygulandığı gibi toprak tavında iken saçılıp toprağa karıştırmak suretiyle kullanılmaktadır. Toprak pH’sını düşürmek amacıyla kullanılacak toz kükürt miktarı aşağıda Çizelge’de sunulmuştur.
 
Çizelge . Toprak reaksiyonunu 6.50’ye ayarlamak için gerekli kükürt miktarı (kg/dekar)
Toprak pH
İdeal pH
Kumlu Toprak
Tınlı Toprak
Killi Toprak
8.5
6.5
220
280
340
8.0
6.5
130
170
220
7.5
6.5
60
90
110
7.0
6.5
30
70
90
 
Toprağın pH değeri toprak verimliliği açısından sadece topraktaki veya uygulanan gübredeki besin elementlerinin alınabilirliği üzerine etkili değildir. Toprağın pH değeri genel olarak:
  1. Toprağın fiziksel
  2. Toprağın kimyasal
  3. Toprağın mikrobiyolojik özellikleri üzerinde etkilidir.
  4. Bu nedenle bitkisel üretimde gübreleme yönünden birim alandan yüksek ve kaliteli ürün elde etmek için, bitkinin kılcal kök bölgesindeki toprak tabakasının pH değerinin bitkinin iyi geliştiği (istediği) pH değerinde olması gerekir. Üretim alanlarında, bitki için yüksek olan pH değerinin azaltılması gerekir. Bunun en ucuz ve etkili yolu pamuk ekim öncesi toprağa toz sarı kükürt uygulamaklar olur.
 
elementer toz kükürt
 
Yukarıda basite indirgenmiş kimyasal reaksiyonlar toprakta mevcut olan kükürt bakterilerinin enzimatik reaksiyonları sonucunda meydana gelmekte ve toprak ortamına verilmiş olan elementel toz sarı kükürt sülfürik asit formuna dönüşerek toprak suyunda Hidrojen (H+) iyonuna ve sülfat iyonuna ayrışır. Sülfatın bir kısmı bitki besini olarak kökler tarafından alınır bir kısmı toprakta tutulur ve bir kısmı da yağış veya sulama suları ile toprak derinliklerine yıkanır. Toprakta kalan hidrojen iyonu bitki tarafından alınamaz ve toprak pH değerinin azalmasının sağlar.

Tarlaya serpme olarak verilecek toz kükürdün kolay uygulanabilmesi açısından tarla toprağı ile karıştırılmalı ve daha sonra serpme veya bant (çizi) halinde verilmelidir. Toprağa verilen kükürt mutlaka toprağa karıştırılmalıdır. Kükürt uygulama işlemi sonbaharda veya ilkbahar başlangıcında yapılmalıdır. Toz  kükürtün ilk gübre ile birlikte verilmesinde bir sakınca yoktur. Toprağa verilen kükürt toprak sıcaklığına, topraktaki kükürt bakterisi miktarına ve toprak rutubetine bağlı olarak birkaç aylık bir zaman içerisinde toprağın pH değerinin azalmasına sebep olur. pH değeri istenilen seviyeye indirilmiş toprağa kaç sene sonra kükürt uygulaması yapılması gerektiği sulamada kullanılan sulama suyu kalite özelliklerine ve topraktaki biyolojik aktiviteye bağlıdır.

Toprağın pH değeri birkaç yılda bir kontrol ettirilerek yeniden ne zaman kükürt verilmesi gerektiği belirlenmelidir. Genel olarak 5-6 yılda bir kükürt uygulaması yeterlidir.
Bünyesinde sülfat bulunan amonyum sülfat veya potasyum sülfat gibi gübreler elementel kükürdün toprağın pH değerini azalttığı gibi toprak pH değerini istenilen düzeyde düşürmezler. 
Toprakta pH değerinin azalmasına paralel olarak bir dekardan alınan kütlü ürün miktarında %20’ye varan bir artış sağlanabilmektedir. Toprağın pH değerinin düşürülmesinde mutlaka çok ince öğütülmüş ve suda çözünme özelliği kazandırılmış toz kükürt kullanılmalıdır. Granül formda veya iri parçacıklar halinde öğütülmüş kükürt uygulamalarından sonuç almak mümkün değildir. Bu konuda yapılmış olan bir çok çalışma mevcuttur.

Granül kükürdün toprak pH değerini ve EC değerini pek fazla değiştirmediği buna karşılık toz edilmiş ve suda çözünebilir hale getirilmiş kükürdün toprağın pH değerinin azalttığı ve dolayısıyla toprağın EC değerini arttırdığı görülmektedir. Toprağa mineral gübre ilave edilmemesine rağmen toprağın EC değerinin artması toprakta yarayışsız formda olan besin elementlerinin yarayışlı hale geldiğini ortaya koymaktadır. Bunun diğer bir anlamı ise toprağın pH değerini düşürmekle toprakta bir nevi gübreleme etkisi ortaya çıkmaktadır.

Toprak  pH Değerleri: 

Sera ve bahçe yetiştiriciliğinde en çok üretimi yapılan bitkilerin pH istekleri genellikle hafif asit ile orta asit şartlar arasında değişmektedir.
 
Bazı bitkiler için uygun toprak pH dereceleri:
Bitki İsmi
Uygun pH Değeri
Domates
6.5
Hıyar
6.5
Biber-Patlıcan
6.5-7.0
Kavun
6.5-70
Marul
6.5-7.0
Yer fıstığı
5.5-6.5
Muz
5.5-6.5
Turunçgil
5.5-6.5
Kivi
5.5-6.5


9 Mart 2016 Çarşamba

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİ

Çilek yetiştirmesi:

1 – Tohumları
2 – Bıyık ismi verilen, sürgünlerdeki boğumlardan meydana gelen genç çilek fideleri
3 – Yaşlı ocakların bel aleti ile sökülmesiyle elde olunan kart çilek köklerinin birkaç parçaya bölünmesinden elde olunan fideleri ile

Çilek tohumları çok küçüktür. 1000 tanesinin ağırlığı 1 gr. gelir. İlkbaharda ılık yastıklara ekip 1-2 defa şaşırtılarak geliştirilen ufak çilek fideleri, sonbaharda yerlerine dikilirler. Bu yoldan yapılan çilek üretmesi, tarım araştırma müesseselerinde, uzmanlar tarafından yeni çilek çeşitleri bulmak için yapılmaktadır. Pratik bahçeciler 2. şekli tercih ederler. Son şekil olan yaşlı ocaklardan fide alıp çileklik tesis etmek son derece yanlış bir üretme usulüdür. Zira bu gibi fideler çeşitli hastalık taşır, verimsiz ve ömürsüz olurlar. Şu halde en iyi üretme materyali, (bıyık) adı verilen sürgünler üzerindeki genç çilek fideleridir.
Ana kökten sürerek 10-15 santim kadar uzaklaşan bıyıklar, toprağa değdiği boğum üzerinden yapraklanıp köklenerek genç fidecikler meydana gelir. Çileklik kurulmasında birinci derecede aranan işte bunlardır. Zira daha önce hiç mahsul vermediklerinden genç, zinde ve uzun ömürlüdürler.

Çilek yerinin seçilmesi, toprağının hazırlanması:

Çilek çiçekleri, bölgesine göre ilkbahar don ve kırağılarından zarar görebilirler. Bu nedenle soğuk havayı aşağılara akıtabilen tatlı yamaçlar çileklik kurmağa daha elverişli olur. Çilek yeri seçildikten sonra, taban gübre olarak dekara 3-4 ton çiftlik gübresi verilir, toprak tekrarlı olarak pullukla sürülür veya derince bellenir, ayrık, kanyaş gibi zararlı otlardan temizlenir, tırmıklanıp düzletilir. Sulama yapılacak ise sulamanın gerektirdiği şekilde, parselde uzun masuralar hazırlanır, masuralar üzerine dikimden önce bir kat daha çiftlik gübresi yayılması çok faydalı olur.

Dikim zamanı:

Esas olanı sonbahar dikimidir. Bu suretle sonbahar ve kış yağmurlarından ve iyi geçen havalardan faydalanan çilek fideleri, ilkbahara kadar iyice köklenip gelişerek ilkbaharda çiçeklenip meyve verme gücüne erişirler. Ayrıca yaz sıcaklarına da daha kolay tahammül ederler. Fakat diğer bahçe işlerinin çokluğundan, fidelerin zamanında sağlanamamış olunmasından veyahut da bölgenin şiddetli geçen kış soğuklarından ötürü, sonbahar dikimi yapılamamışsa, zorunlu olarak kış sonu, ilkbahar başı dikimi yapılır.
Ziraat araştırmaları yapan Uzmanlar, hastalıksız damızlık çiçek fidelerini, -2 derecedeki soğuk hava depolarında bekletip yaz ortasında, örneğin ağustos içinde yerlerine dikerek yağmurlama usulünde sulayıp gelişmelerini sağlamaktadırlar. Sonbahar, kış başı ve kış içinde iyice kuvvetlenip gelişen bu çilek fidelerinin, ilkbaharda çok kaliteli ve gayet bol mahsul verdiklerini saptamışlardır. Çileklik kurma zamanı veya bölgeye özgü en elverişli çilek fidesi dikim zamanı araştırmalarına devam olunmaktadır.

Dikimde verilecek aralık ve mesafeler:

Bu mesafeler, çilek çeşidinin gelişme gücüne, bakım ve sulama şekline, çilek toprağının vaziyetine göre tertiplenir. Genellikle 30x30 veya 30x50 santim aralık mesafe yeterli olmaktadır.

Dikimin yapılışı:

Muhtelif dikim şekilleri vardır. Pratikte en fazla yapılanı şöyledir: Bölgenin yaz sonu veya sonbaharında, çileklik yeri gübrelenip hazırlandıktan sonra, damızlık parsele gidilerek (deplantuvar) gibi uygun söküm aletleri ile bıyıklardan meydana gelmiş genç, virüssüz çilek fideleri sökülür. Bıyığı teşkil eden ince uzun kısımlar ile sararmış, kurumuş kök uçları ve yapraklar kesilip atılır. Açık kahverengindeki kök uçları da alınarak bir nevi dikim tuvaleti yapılır. Ve hemen dikime geçilir.
Bir kısım yetiştiriciler ihtiyarlamış ana kökleri bel yardımı ile söküp kök ayırması yaparak elde ettikleri 3-5 fideden faydalanıp çileklik kurmak istedikleri görülebilir. Yukarda da anlatıldığı üzere bu gibi yaşlı, hastalıklı, verimsizleşmiş fideleri kullanmak çok yanlış bir çilek üretme şeklidir. Sağlam toprakların da hastalığa bulaşmasına sebep olunur. Mahsul verimsiz ve kalitesiz olur. Bu durum çok önemlidir.
Dikim işlemi toprağın tavlı bir zamanında yapılmalı ve bol can suyu verilerek fidelerin tutmalarını kolaylaştırılmalıdır.

Bakım işleri:

Çilek fideleri, normal olarak, kolay tutarlar. Dikimden sonra sonbahar mevsim yağmurları ve ılık geçen havaların da yardımı ile gelişmeğe başlarlar. Kış içinde çilek aralarına iyi çürümüş çiftlik gübresi verilerek çapalanırlar, otlar temizlenir. Toprağa karışan çiftlik gübresi, şerbeti ile fideleri beslediği gibi toprağı da yumuşak ve ılık tutarak kış soğuklarının tesirini azaltır. Bölgede kış ayları şiddetli geçiyorsa (Malç)lama yapılır. Kış sonuna doğru, çiçeklenmeden önce dekara 25 kilo kadar amonyum nitrat ve potaslı gübre verilerek çapa ile toprağa karıştırılır ise mahsul miktarı çoğaldığı gibi kalite de yükseltilmiş olur. Kış sonuna doğru çapa ile beraber –bıyık ayıklama- işi de dikkatle yapılarak ana kökün lüzumsuz yere besin kaybetmesi önlenir.
Eğer kış ayları içinde çilekliğe malçlama yapılmamışsa kış sonunda yapılır. Bu suretle ilkbaharda meydana gelecek meyvelerin çamurlanıp kirlenmesi, çürümeleri önlenmiş olur.

Çileklikten bol ve kaliteli mahsul alabilmek için gerekli hususları bir defa daha tekrarlayıp özetlemekte fayda vardır.

1 – Bölgenin iklim ve toprak özellikleri, çilek ziraatına uygun olmalıdır.
2 – Çileklik kurulurken, damızlığı sağlam, virüssüz, verimli kaliteli çeşitlerden seçmelidir.
3 – Fideler (Bıyık) denen genç ve henüz mahsul vermemiş kısımlardan alınmış olmalıdır.
4 – Bölgenin iklim özelliğine uyularak iyi hazırlanmış toprağa zamanında ve teknik kurallara uyularak dikim yapılmalıdır.
5 – Gübreleme, ot almasına, sulama fazlalıkların ayıklanmasına önem verilmelidir.
6 – Seçilen çeşidin çiçek durumu önceden bilinmeli, örneğin dölleyici başka bir çeşide ihtiyaç varsa, yeterince dölleyici başka bir çeşit ile karışık dikim yapılmalıdır
7 – Kış ve ilkbahar malçlaması ihmal edilmemeli.
8 – Zararlılar ve hastalıklar ile zamanında ve gereğince savaşılmalıdır.
9 – Hasat işini uygun zamanda ve uygun ambalajlama sureti ile yapmalıdır.
10 – İstekli pazarı daha önceden arayıp bulmalıdır.

Çilek hasadı:

Bölge iklim özelliğine ve havanın gidişine göre Mart, Nisan, Mayıs aylarında kızarıp olgunlaşan çilek meyvelerinin hasadına başlanır. Meyvelerin kokulu, taze ve bol aromalı olması için, sabah serinliğinde toplanmaları en uygunudur. Kısa meyve sapları tırnak basıp kesilerek koparılır. Yarım veya bir kilo alabilen, kutu şeklindeki özel kaplara muntazam şekilde dizilip korunur. Temiz beyaz kağıt ile örtülüp bağlanarak pazara gönderilir.



8 Mart 2016 Salı

TAZE FASULYE YETİŞTİRİCİLİĞİ

Taze Fasulye Yetiştiriciliği



İKLİM ve TOPRAK İSTEĞİ
İklim isteği yönünden hassas olup özellikle bazı dönemlerinde çevre şartlarına karşı çok duyarlıdırlar. Ilık iklim sebzesidir. Çimlenme için yüksek sıcaklık isterler. Sıcaklık sıfırın altında 2-3 ºC`ye düştüğünde büyük zarar görür. Buna karşılık çiçeklenme ve meyve bağlama dönemlerinde yüksek sıcaklık büyük zararlara yol açar, verim ve kalite çok önemli ölçüde düşer. Meyve bağlama döneminde 18-25 ºC sıcaklıklar optimum meyve tutumu ve gelişmesini sağlar. 

Toprak istekleri bakımından seçici bir bitki değildir. Çok hafif topraklar dışında her toprakta yetiştirilebilir. Ancak organik madde yönünden zengin, yumuşak, iyi havalanan ve su tutma kapasitesi yüksek olan topraklarda daha başarılı sonuç verir. Potasyumca zengin toraklarda yetiştirilen fasulyelerde (taze- kuru) kalite belirgin bir şekilde artar. Toprak iyi hazırlanmalıdır. Kesekli bırakılırsa, çimlenme sırasında, çimlenen taneler üzerine ağırlık yapar ve çimlenmeye engel olur. Kaymak bağlama özelliğine sahip topraklarda özellikle tohumun çimlenme döneminde düşen yağışlar önemli çimlenme zorluklarına yol açar. Bu sebepten dolayı kaymak tabakası kırılmalıdır. Fazla asit karakterli topraklardan hoşlanmaz. Toprak reaksiyonunun pH 5,5-6,7 olduğu yerlerde en iyi ürün alınmaktadır . 

EKİM ve BAKIM
Sıra arası 50-60 cm, sıra üzeri 20-25 cm olacak şekilde toprağın tav seviyesinin 3-5 cm altına tohum ekimi yapılır.Fasulye tohumlarında çimlenme sırasında fasulye sineği büyük zarara yol açabilir. Bu nedenle tohumun ekim öncesi mutlaka ilaçlanması gerekir. Dekara kullanılan tohum, ekim sıklığı ve özellikle de çeşidin dane iriliğine bağlı olmak üzere 6-18 kg arasında değişir. Fasulye tohumları uygun çevre şartlarında 6-8 gün içinde çimlenir. Bitkiler toprak üstüne çıkar. Bitki gelişmesi oldukça hızlı olur. Bitkiler ilk hakiki yapraklarını geliştirdiğinde ilk çapa yapılır. Yağış, yabani ot ve toprağın o anki durumu dikkate alınarak 2-3 hafta sonra ikinci çapa yapılır. Suni gübre kullanılacaksa gübrenin tamamı bir defada ve ekimden 2-3 hafta önce sürümle toprağa karıştırılmalıdır. 

SULAMA
İlk fasulye meyveleri görülünceye kadar mümkün olduğunca sulamadan kaçınılmalıdır. Fasulyeler ilk meyve vermeye kadar hassas bir bünyeye sahiptir. Fazla su bitkilerde hemen sararma ve büyümede duraklama yaratır. Bu devrelerde hava şartlarının etkisi ile mutlaka su vermek gerektiği taktirde fazla olmamak koşuluyla bir iki defa sulama yapmak gerekir. Fasulyelerde çiçek açıp ilk ürünler görülmeye başladıktan sonra sulama işine de düzenli olarak başlanmalıdır. Hava durumuna göre 4-5 gün ara ile yeterli miktarda sulama yapılırsa ürünün miktar ve kalitesi de o ölçüde iyi olur.

HASAT ve DEPOLAMA
3-4 günde bir defa hasat olgunluğuna gelmiş fasulye meyveleri toplanır. Hasatta bitkinin zarar görmemesine özen gösterilir. Baklalar yukarıya doğru çekilerek koparılır. Baklaları aşağıya doğru koparmaya çalışmak bitkiye zarar verir. Hasat edilen fasulyelerde meyvelerin pazarlanmaya kadar muhafazası önem taşır. Hasattan sonra meyvelerin gölge bir yerde, yüksek rutubetli (%80`in üzerinde) bir ortamda korunarak su kaybetmeleri önlenmelidir. Aksi halde hızla su kaybederek pörsürler, Pazar değerini kaybederler. %80`in üzerindeki nem içeren ortamlarda 4-5 ºC`de 8-10 gün süre ile muhafaza edilebilir .

GÜBRELEME
Fasulye topraktaki humus miktarının yüksek olmasından hoşlanır. Özellikle kumlu topraklarda humus daha çok önem kazanır. Bu yüzden fasulyeye organik gübre rahatça bol verilebilir ve dönüme 4-6 ton ahır gübresi atılmalıdır. Daha fazla humus bitkide kuvvetli vejetatif gelişme yapar, çiçek oluşumuna olumsuz etkide bulunarak meyve verimini azaltır. Fasulyelerin besin gereksinmesi dönüme saf olarak 4-6 kg azot, 6 kg fosfor ve 8 kg potasyumdur. DILLINGEN (1956), bodur fasulyelere dönüme saf 6,5 kg azot, 5,5 kg potasyum, 2 kg fosfor ve 6 kg kalsiyum; çalı fasulyelerde 11 kg azot, 8,4 kg potasyum, 2,5 kg fosfor 13 kg kalsiyum verileceğini yazmaktadır. FILSTER (1966), azotlu gübrelerle yaptığı bir araştırmada 6 çeşit bodur fasulye çeşidine, dönüme saf 0, 2, 3, 8 ve 12 kg azot vermiştir. Bütün çeşitlerde dönüme 2 ve 4 kg saf azotun hem bitki gelişmesine ve hem de verime olumlu etki yaptığını, kontrol 0 kg azot karşısında % 5-10 verim artışı sağladığını, bazı çeşitlerde ise azotun 8 ve 12 kg’a çıkartılmasının daha uygun sonuçlar verdiğini, bazılarında ise 8 ve 12 kg azota çıkmakla verimin düştüğünü olumsuz etki yaptığını tespit etmiştir. Fasulyenin azotlu gübreye olan isteği çiçeklenme ile hasat devresi arasında en yüksek seviye çıkar. Meyve bağlamadan sonra, özellikle tohum teşekkülünde fosfor ve potasyum gereksinmesi artar.




KAVUN KARPUZ YETİŞTİRİCİLİĞİ

KARPUZ YETİŞTİRİCİLİĞİ

Toprak İsteği: Karpuz yetiştirmek için en uygun topraklar akarsu kenarlarındaki milli topraklarla, su tutma kapasitesi yüksek kumlu-tınlı veya tınlı-kumlu topraklardır. Yetiştirme dönemi kısa olan yerlerde ve erkencilik düşünüldüğünde hafif kumlu topraklarda yetiştiricilik yapılmalıdır. Kökleri narin olduğu için ağır topraklar tercih edilmez. Bu nedenle toprak derinliğinin fazla olması ve taban suyunun 1 m civarında bulunması karpuz için idealdir. Karpuz yetiştiriciliği yapılacak toprakların pH'ı 5-6.5 arasında olması tercih edilir. Hafif bünyeli kumlu topraklara iyi yanmış çiftlik gübresi ve diğer besin elementleri ilave edilerek yetiştiricilik yapılmalıdır.
Toprak Hazırlığı: Toprak birkaç defa derince işlenir, son işlemeden önce yanmış çiftlik gübresi ile mutlaka gübrelenmelidir. Kumlu topraklara verilecek miktar 5-6 ton/da, tınlı-killi topraklara 3-4 ton/da arasında miktarlarda kullanılmalıdır. Daha sonra toprak tesviyesi yapılmalıdır.
Fide Yetiştiriciliği ve Dikim:     Karpuz yetiştiriciliği, alçak tüneller altında fide elde etme ve don tehlikesi geçtikten sonra esas yerlerine topraklı olarak şaşırtılmasıyla gerçekleştirilir. Kullanılacak olan harç çiftlik gübresi, kum ve toprak karışımından elde edilmelidir. Harç hazırlığında kullanılan maddeler, karıştırılmadan evvel gerekiyorsa 1-1.5 cm.'lik eleklerden geçirilmelidir. Harç hazırlığında orman toprağı kullanılıyor ise geniş yapraklı orman ağaçlarının altındaki topraklar olmalıdır.      
Eğer orman toprağı kullanılacak ise;
22 teneke yanmış, elenmiş büyükbaş çiftlik gübresi, 23 teneke orman toprağı ve 5 teneke ince sıva kumu
Bahçe toprağı kullanılacak ise;
30 teneke iyi yanmış,elenmiş büyükbaş çiftlik gübresi, 15 teneke bahçe toprağı ve 5 teneke ince sıva  kumu kullanılmalıdır. Bu seçeneklerden her ikisine de her 50 teneke için  2 kg triple süper fosfat, 2 kg potasyum sülfat  ilave edilir. Hastalık ve zararlılar için 50 teneke harca 25-30'ar gr Dikotan M22 ve Endosülfan 35 WP karıştırılmalıdır.

Tohum ekim tarihi yaklaşık olarak İlimiz Erbaa İlçesi şartlarında Mart sonu-Nisan başı, Turhal İlçesi şartlarında 10-15 Nisan olmaktadır. Ekim 12x15 cm veya 15x15 cm ebadında plastik torbalara yapılır. Fazla suyu tahliye etmek için torbaların alt uçları ve orta kısmı 1 cm.'den makaslanır Her torbaya 1 adet tohum bırakılır, üzerine 1 cm.'lik kapaklık harç atılarak elle hafif bastırılır. Ekimden sonra süzgeçli kovayla hemen sulanıp üzeri örtülür. Fideler yüzeye çıktığında örtü hemen kaldırılmalıdır.
Alçak tünel altındaki fidelerin zarar görmemesi için fazla güneşli havalarda gölgelenmesi gerekmektedir. Havalandırmaya dikkat edilmeli ve hiçbir zaman hava cereyanında bırakılmamalıdır. Fide torbalarının yüzeyi zaman zaman kurşun kalem biçimindeki bir çöple hafifçe karıştırılmalıdır. Fideler 5-6 yapraklı, yaklaşık 20 cm boy ve kurşun kalem kalınlığında gövdeye ulaştıklarında dikime hazır olurlar. Dikimden yaklaşık 1,5-2 ay önce fosforun tamamı (55-60 kg/da T.S.P.), potasyumun yarısı  (60-65 kg potasyum sülfat) sürüm derinliğine verilmelidir. Geriye kalan potasın yarısı ile azotun tamamı dikimden sonra çapa ve suyla birlikte, 4-5'e bölünerek verilmelidir.
Dikim büyüklüğüne gelen fideler 150 m sıra arası ve 75 cm sıra üzeri mesafelerle dikilirler. Dikilen fidelere çanak yapılarak her fideye yaklaşık 2 litre cansuyu verilir. Toprağın çatlamaması için üzerine hafifçe kuru toprak çekilir
Bakım İşleri: Dikimden 8-10 gün sonra kaymak tabakasını kırmak ve yabancı otlar için hafif bir çapa yapılır. Toplam 3-4 çapa yapılır. İkinci çapa esnasında bitki kök boğazının ve meyvelerin suya temas etmemesi için boğaz doldurma işlemi yapılır. İlk su toprak ve havanın yağış durumuna göre değişmekle birlikte ilk meyveler 2-3 cm çaplandığında verilir. Şartlara göre 10-15 günde bir aşırı olmamak suretiyle sulama yapılır. Fazla su hasat sonrası dayanım süresini ve tadını azaltılır. Bu yüzden yetiştiriciler fazla sudan kaçınmalıdır. Karpuz meyvelerinin irileşmesi döneminde toprakta yeterli suyun bulunmasını, hasada doğru ise azalmasını ister. Düzenli bir sulama yapılmazsa bitkilerde gelişme olumsuz yönde etkilenir. Düzensiz sulama meyvelerin olgunlaştığı dönemde olursa meyvelerde çatlamaya neden olur.

Mücadelesi: Karpuzlarda görülen önemli hastalıklar antraknoz, külleme, mildiyö, solgunluk ve virüs hastalıklarıdır. Bu hastalıklara karşı (virüs etmenleri hariç) fide döneminde 8-10 günde bir koruyucu ilaçlama yapılmalıdır. Karpuzlarda en çok görülen zararlılar kırmızı örümcekler, yaprak bitleri ve karpuz telli böceğidir. Bunlara karşı da insektisit ve akarisitler kullanılmalıdır. Bu hastalık ve zararlılara karşı kullanılacak ilaç tavsiyesi için Tarım Teşkilatlarına başvurulmalıdır.
Olgunluk ve Hasat: Karpuzlarda olgunluk, meyveler ve meyve sapları üzerinde meydana gelen bazı belirtilerle kolayca anlaşılır. Tohum ekiminden 80-120 gün sonra meyveler hasat olgunluğuna gelir. Olgunluk kriterleri şu şekilde sıralanabilir;
-Olgun karpuzlar -kavunların aksine- olgunluğun ileri dönemlerinde hafiflerler.
-Meyve kabuğu üzerindeki mum tabakası matlığını kaybeder ve meyve parlak bir hal alır.
-Meyve kabuğu tırnakla kolayca sıyrılır.
-Karpuz sapları üzerinde bulunan kulakçık kurur.
-Karpuzu dalına bağlayan tüylü sapları kurur.
-Karpuz üzerine parmakla sertçe vurulduğunda kendine has dolgun ve tok bir ses çıkarır.
-Avuçlar arasına alınan karpuz kulağın yanında sıkıldığında içerden bir çıtırdama sesi gelir
Yukarıda açıklanan belirtiler varsa karpuz meyvesi olgun hale gelmiş demektir. Hasatta gecikme olursa meyvelerin içi boşalır, yenen kısmı yumuşar. 3-5 toplamada hasad tamamlanır.
Hasattan sonra muhafaza süresi uzadıkça önce koflaşma, sulanma, daha sonra bozulma ve kokuşma meydana gelir. Bazı karpuz çeşitlerinin meyveleri +4ºC ve %60-70 nemde 3-4 aya kadar muhafaza edilebilir (Soğuk Hava Deposu).

KAVUN YETİŞTİRİCİLİĞİ

Toprak isteği: Derin,geçirgen,su tutma kabiliyeti çok iyi,drenajı iyi,organik madde ve besin maddelerince zengin tınlı topraklarda çok iyi gelişir. Ağır ve suyu bol topraklarda kök hastalıkları artar. pH nötr olmalıdır.

Toprak hazırlığı - Ekim ve Dikim: sonbaharda işleme derinliği 40-50 cm olacak şekilde pullukla birkaç defa sürülür. İlkbaharda toprak sıcaklığı 15°C’ye ulaştığında 10-15 cm derinlikte sürüm yapıldıktan sonra diskaro ve freze ile işlenir. Kavun tohumları yetiştirme kaplarına birer adet ekilir. Çeşit özelliğine bağlı olarak sıra arası 40-100 cm, sıra üzeri 150-250 cm arasında değişir. 6-8 yapraklı oldukları dönemde esas yerlerine dikim yapılır.

Bakım İşleri ve Gübreleme: Bitkiler 10-15 cm boya ulaştıklarında ilk çapa yapılır ve bitkilerin boğazları doldurulur. Yabancı ot durumuna göre bitki toprak yüzeyini örtene kadar çapa yapılır. Sulamada dikkatli olunmalıdır. Fazla su iriliği sağlasa da tat ve aromayı bozmaktadır. Ortalama olarak 2-5 defa sulama yeterlidir. Hasat döneminde sulama yapılmaz. Gübrelemede dekara en az 4-5 ton yanmış çiftlik gübresi verilmelidir. Toprak işleme esnasında 8 kg/da N, 10-12 kg/da P ve 15-20 kg/da K verilmelidir. Ayrıca meyvelerin irileşmesi döneminde dekara 4-6 kg azotlu gübre verilmesi olumlu yönde etki yapar.

Mücadelesinde; hıyarda olduğu gibi koruyucu ilaçlamalara dikkat edilmelidir.

Hasat: Tam olum devresindeki kavunlar, karpuzun aksine ağırlaşır. Meyve saplarının ve gövde üzerinde bulunan kulakçıklar kurur, meyve sapı tamamen kurur, meyvenin çiçek burnu hafifçe yumuşar, dip kısmı kendine has koku verir, irilik ve şekil olarak çeşit özelliğini gösterir durumlar hasat olgunluğuna işaret eder. Dekardan 2-10 ton arasında (çeşide ve yetiştirme şekline bağlı olarak) verim alınır.